BDP grup önerisi aleyhinde Genel Kurul konuşması

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor: BDP grup önerisini, araştırma önergesiyle alakalı metni aldığımda kapsamlı olarak araştırma önergesinde ifade edilen hususları inceleme fırsatı buldum ve umuyordum ki Genel Kurulda da araştırma önergesinde bahsedilen hususlarla alakalı konular gündeme gelsin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminin önüne alınması istenilen bu konunun behemehal burada hâlledilmesi noktasında Türk milletinin temsilcilerinin burada gerçek düşüncelerini de ortaya koysun. Fakat, maalesef, bir tek aleyhe söz alan milletvekili olarak, gündeme bağlı kalınmadan, sonuç itibarıyla Gezi Parkı’ndaki eylemlere ve Türkiye’deki bir kısım hadiselere atıf yapılarak burada konuşmalar cereyan etti.

 

Evet, polisin mutlak surette orantılı bir şekilde güç kullanması hepimizin ortak arzusu ve yine, biber gazıyla alakalı nasıl bir yetki aldığına ilişkin hususla, Polis, Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 16’ncı maddesinde beyan edilmiş ve belirtilmiş bir husus. Kimse bu toplumda, gerek samimi duygularla düşüncelerini ifade eden, çevresel bir bilincin yerleşmesi adına eylem yapan kardeşlerimizle onların karşısındaki güvenlik kuvvetlerini sanki farklı bir milletin fertleriymiş gibi burada göstermemelidir. Her ikisi de bu ülkenin gerçek değerleridir. Birisi vazifesinin gereğini yerine getirmek için gece gündüz, fedakârane çalışan bir örgütün mensupları; bir diğerleri de çevresel bilincin ortaya çıkması için mücadele eden samimi bir grup ama maalesef, Parlamentoda olduğu gibi, İstanbul Gezi Parkı’nda, Ankara Kızılay’da, İzmir’de ve yurdun pek çok noktasında, bu samimi göstericilerin samimi taleplerini dahi kullanmak ve onları milletin güvenlik güçlerine karşı kışkırtmak isteyen belirli bir güruhu da her zaman görüyoruz ve yaşıyoruz.

 

Bu insanlar, maalesef, kendileri gerçekleştiremedikleri bir kısım etkinlikleri bir başkasının gerçekleştirmiş olduğu etkinliklerin vagonuna atlamak suretiyle -lokomotif almış başını gidiyor- vagondan, arkasından bunları takip ediyor ve millet de onları çok güzel takip ediyor.

 

Şimdi, burada sadece mağdur olan insanları hastanede gezmek değil; aynı zamanda, mağdur olan insanları, İstiklal Caddesi’ndeki iş yerlerini de gezmek Tunalı Hilmi’de gezmek, İzmir’de gezmek gerekiyor.

 

Bu insanların neler yaşadığını, ülkemizin yaşadığı şu süreçte hangi noktalara karşı bir komplonun kurulduğunu gelin buralarda görelim.

 

Evet, değerli milletvekilleri, ülkemizin gündemi on beş gün öncesine kadar neydi, şöyle geriye dönüp bir bakalım. Bu ülkede çok önemli adımların atıldığı bir süreçte, IMF’ye borcun sıfırlandığı, “çözüm süreci” diye tabir ettiğimiz ve biraz önce burada değerli hatiplerin ifade ettiği bu ülkenin iki yakasını yan yana getiren batıyla doğudaki insanın gerçek kaynaşmasını sağlayacak olan çözüm sürecine dair samimi adımların atıldığı bir noktada Gezi Parkı eylemleri bahane edilmek suretiyle ortaya çıkartılan hadiselere bir bakın.

 

Evet, değerli milletvekilleri, bu ülkenin geçmişini biliyoruz; tarihimizde bu ülke insanının nasıl karşı karşıya getirildiğine de hepimiz şahit olduk çok güzel bir şekilde de yaşadık ama bugün, bu ülkenin en önemli sorununun çözümüne ramak kalan bir süreç içerisinde, maalesef gündemden onu düşürmek suretiyle bu ülkenin güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığından bahisle, onlara karşı, “maalesef” diyorum.

 

Hiçbir milletvekilinin ağzına yakışmayacak sözlerle, Kızılay Meydanı’nda ve yine, bir milletvekiline asla yakıştıramadığımız ölçüde, İzmir’de, bu ülkenin

 

Başbakanına karşı hiçbir şekilde normal kabul edilmeyecek sözleri söyleyenlere bahşiş vermek suretiyle ve yine, bu ülkenin insanlarının birbirlerine karşı daha fazla yan yana gelip samimice görüntü vermeleri gereken noktalarda, onları ayrıştırıcı dil kullanmak ve onları tahrik etmek suretiyle, meydanlarda bu millete çektirdiğiniz azabın ve bu millete vermiş olduğunuz bu kötü görüntünün karşılığını en kısa zamanda alacaksınız.Hiç merak etmeyin, işte bu iktidarın mensupları, her daim temelini insandan alan, insanı temeline koyan, insanın özgürlüklerini bireyin hak ve özgürlüklerini en güzel şekilde kullanması için sayısız güzel gelişmelere imza atan bu iktidara karşı yaptıklarınızı en güzel şekilde sandıkta cevaplandıracaktır.

 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette ki her türlü kamu gücünü kullanan kesim, mutlak surette bireyin hak ve özgürlüklerini ön plana çıkartarak gerekenleri yapmak zorundadır.İnsan hakkının, herkes için kullanılması gereken ve dokunulmaz bir hak olduğunu hiç kimsenin unutmaması gerekir.

 

Ancak orada yapılan bir kısım hadiseleri de sadece samimi ve sadece çevreci bilinciyle burada sunmak da bu milletin gözünden hiçbir şeyi kaçırmamaktır.

 

Sizler merak etmeyin, bu millet, emin olun, kendisine hizmet edeni de, çevresine duyarlılık göstereni de çok yakinen takip etmekte ve onları çok güzel bir şekilde de değerlendirmektedir. Bu milletin terazisi son derece hassastır, kendisine yapılanları çok güzel bir şekilde görmektedir.

 

Burada bir değerli hanımefendinin ifade ettiği gibi “Bu milletin özel haklarına, özel yaşamına müdahale edildiği noktasında Hûkümete dair bir kısım söylemler…”

 

Allah için bana söyler misiniz, bu ülkede Ailenin Korunması Kanunu kapsamında “2 çocuktan daha fazla çocuk yapmayın.” diye yıllarca bu milleti uyutmadık mı?

 

Bir insan gücünün, nüfus yoğunluğunun bir ülkenin en önemli silahı olduğunu unutarak, maalesef ve maalesef diyorum, insanların özel hayatına müdahale etmedik mi?

 

İşte, cumhuriyetin ilk yıllarında olsun, 60 ihtilali sonrasında kurduğunuz düzenle, vesayet sistemiyle bu milletin kılcal damarlarına kadar müdahale ettiğiniz anları ne çabuk unuttunuz. 28 Şubat öncesinde bu millete yaşattıklarınızı, 28 Şubat sonrasında kurmuş olduğunuz bir kısım kurumlarla bu insanların inanç değerlerine, yaşam tarzına müdahale ettiğinizi ne çabuk unuttunuz.Ama sizin yapmış olduğunuz bu yanlışlıkların hiçbirini AK PARTİ iktidarı yapmayacak.

 

AK PARTİ iktidarı merkezine insanı koyarak her daim insanın huzur ve refahı için çalışmakta, dün bunu yapmıştır, bundan sonra da bunları gerçekleştirecektir.Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette 28 Şubat para yapmıyor çünkü artık bu ülkede son derece demokrasinin kurumları yerleşmiş durumda vesayet kurumları bir bir kaldırılmakta ve milletin kendi öz değerleri artık bu milleti yönetir hâle gelmiştir.

 

Elbette dediklerinize katılıyorum ama şunu hiçbir zaman için unutmayın: İşte, bu ülkenin gerçek sorunlarını bertaraf edip suni gündemlerle bu ülkede gündem değiştirmeye yönelik çalışmalarınız milletimiz karşısında gerekli cevabı almıştır.Gerek İstanbul’da gerek Adana’da, Mersin’de gerek de hafta sonunda Ankara’daki cevap maalesef sizlerin bir türlü gözünün önünde büyümesine rağmen görünmemektedir ama hiç merak etmeyin, bu yansımalar ve bu milletin artık inkişafını engellemeye, emin olun sizlerin güçleri yetmeyecektir.Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; her ne olursa olsun, bu ülkenin gerçek gündemine dönmek suretiyle milletimizin yaşamına dair önündeki her türlü sınırları, engelleri kaldırmak bu iktidarın görevidir ve bu iktidar da milletimizden almış olduğu görevin bilincini liyakatli bir şekilde de yerine getirmektedir.

 

Ben, olaylar sebebiyle yaralanan bütün kardeşlerimize Allah’tan acil şifalar diliyorum. Başta şehidimiz olmak suretiyle hayatlarını kaybedenlere de Allah’tan rahmet diliyorum Ama şunu hiçbir zaman unutmamalı ki bu ülkenin ana muhalefeti, bu ülkenin güvenlik güçlerini başka bir vatanın yurttaşları gibi görmemeliler.

 

Bu memleketin çocuklarına yaşadıkları ve yaptıkları hakaretin bedelini bir şekliyle ödeyeceklerini hiçbir zaman…unutmamalılar. Dolayısıyla, silahlı kuvvetlerimizi ve emniyet güçlerimizi…Saygıyla selamlarım.