Sivil Anayasa İhtiyacının önemi bir kez daha görüldü

Şahin, Çankırı’da protokol bayramlaşması sonrasında TRT Haber muhabiri Mustafa Gökceoğlu’nun sorularını yanıtladı. Şahin, Ergenekon Terör Örgütü davasının en önemli sonucunun, sivil anayasa ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermesi olarak değerlendirdi.

 

Şahin, Çankırı’da protokol bayramlaşmasına katıldı. İslam dünyasının Ramazan Bayramını kutlayan ve hayırlara vesile olmasını temenni eden Şahin, program sonrası gazetecilerin Ergenekon Terör Örgütü davası ile ilgili sorularını yanıtladı. Davanın, Türk hukuk sistemi açısından bir milat olduğunu belirten Şahin, “Yargı, demokratikleşmenin önündeki en önemli engellerden birisi olan vesayet kurumlarını, bir şekilde gün yüzüne çıkartmış ve dokunalamaz kimsenin olmadığını, milleti, milletin kendisinden daha fazla seven hiçbir gücün bulunamayacağını da göstermiştir. Gerek 61 Anayasasıyla, gerek daha sonraki 71 muhtırasıyla, gerek 80 darbesi, 28 Şubat ve27 Nisan e-muhtıra dönemi sonrasındaki süreç içerisinde milletin egemenliğine kastedenler, kendilerince hiçbir şekilde bunun bir karşılığının olmayacağını düşünerek, yaptıkları işin devleti koruma güdüsü adı altında millet adına yaptıklarını ifade etmişlerdir. Oysa Ergenekon Davası ile artık hiçbir derin yapının parlamenter sistem ve demokrasisi tam manası ile oturmuş Türkiye’de yargı önüne çıkmadan hayatını devam ettirmesi mümkün olmayacağını bir şekilde göstermiştir.” diye konuştu.

 

Davanın en önemli sonucunun, sivil anayasa ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermesi olarak değerlendiren Şahin, “Bu yargılamalardaki temel kriter ve yargılama esası en çok eleştirilen konu, özel yetkili mahkemelerin yetki alanlarından tutun, diğer yargılama usullerine kadar hepsi 1982 Anayasası’nda konumlanmış ve orada düzenlenmiş olan müesseselerdir. Dolayısıyla milletin kendi iradesi olarak gerçekleştireceği bir sivil anayasayla da bu tür sıkıntıların ortadan kalkacağına inanıyoruz. Milletimiz, o yüzden parlemontada grubu bulunan bütün siyasi partilerden ortak talebi sivil anayasadır. İşte bu tür sıkıntıları ortadan kaldırabilmek ve vesayet kurumunun tamamının ortadan kalkmasını sağlayabilmek açısından da mutlaka ivedilikle sivil anayasanın gerçekleşmesi esastır.” dedi.

 

Davanın uzamasının nedeni olarak Cumhuriyet Halk Partisi ve İstanbul Barosu’nu işaret eden Şahin, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu mahkemeyi yok sayan hükmü ve sürekli olarak orada yapmış olduğu eylemler ve İstanbul Barosu’nun maalesef bir şekliyle kendi müvekkilleri aleyhinde davayı uzatmaya matuf davranışlarıdır. Tutukluğun er ya da geç olduğu noktasında kararı verecek olan da tamamen bağımsız mahkemelerdir. Ancak bu yola sevk edenler de çok iyi analiz edilmelidir. Asıl olan herkesin tutuksuz olarak yargılanmasıdır.” şeklinde konuştu.

 

Ergenekon Davası ile darbecilerin ilk kez yargı önüne çıkarıldığını belirten Şahin, “Artık kimsenin rütbesine bakılmaksızın, yargı önünde rahatlıkça hesabının verilebileceğinin gösterilmesi bakımından son derece önemlidir. Bu nedenle ben elbette ki darbe zihniyetini ortadan kaldırmıştır diyemem ancak şunu özellikle ifade ediyorum ki son dönemlerde ülkemizin demokratikleşmesi adına atılan adımlar ve vesayet ortamlarının bir bir ortadan kaldırılmış olması sebebiyle, artık ülkemiz batı demokrasilerine yakın bir şekilde demokratik kurumlarıyla oturmaya başlamıştır.” diye ifade etti.

 

Şahin, davanın henüz sadece birinci kısmının tamamlandığını belirterek, hakkında karar verilen kişilerin temyiz ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilmesinin de mümkün olduğunu söyledi.