MİT Kanunu Genel Kurul Konuşması
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Millî İstihbarat Teşkilatımızın her kademesinde görev yapan değerli mensupları ve Millî İstihbarat Teşkilatımızda böyle bir kanun teklifiyle değişikliğin nedenleri nelerdi kısaca onları yüce heyetinize arz etmek istiyorum.
Anayasa’nın 5’inci maddesinde devletin temel amaç ve görevleri sayılmış olup Türk milletinin bağımsızlığı ve bütünlüğü, ülkenin bölünmezliği, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak devletin temel amaç ve görevleri olarak sayılmış olup söz konusu görevin yerine getirilmesinde istihbari faaliyetler büyük önem arz etmektedir. 2937 sayılı MİT Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti ülkesi ve milletiyle bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, anayasal düzenine ve millî gücünü meydana getiren bütün unsurlara karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında millî güvenlik istihbaratını devlet çapında oluşturma görevi Millî İstihbarat Teşkilatına verilmiştir.
Özellikle dış politikada güvenlik algısının tamamen değiştiği bir ortamda, 1984 yılında yürürlüğe giren 2937 sayılı MİT Kanunu günün ihtiyaçlarını karşılamakta zaman zaman yetersiz kalmakta, diğer mevzuatlarda meydana gelen değişikliklere uyum sağlayamamaktadır. MİT’in yeni güvenlik ve dış politika ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için yasal düzenlemeler gerekmektedir.
Millî İstihbarat Teşkilatının görevlerini daha etkin ve verimli olarak yerine getirebilmesi için devlet kurumlarıyla koordinasyon sağlanması, kişi, kurum ve kuruluşlarla ilişki kurabilmesi, bilgi ve belgelere ve iletişim altyapılarına erişim sağlanabilmesi, gizlilik prensibine göre çalışabilmesi amaçlanmaktadır.
Millî istihbarat mensuplarının haksız ve hukuksuz iddia ve isnatlarla görevlerinin açığa çıkmasına veya engellenmesine karşı gereken tedbirlerin alınabilmesi, istihbarat hizmetlerine katkıda bulunan kişilerin kanunlarda tanımlanan koruma tedbirlerinden yararlandırılması gerekmektedir.
Millî Güvenlik Kurulunun yapısı ve kararlarının niteliği gereği, dış güvenlik, terörler mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kuruluna MİT’e operasyonel görev verilmesine yönelik düzenleme yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur.
Teklifle, MİT çağın gereklerine uygun hâle getirilmekte ve diğer istihbarat teşkilatlarının imkân ve kabiliyetlerine kavuşturulabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmakta, insan istihbaratı ve teknik istihbarat yöntem ve kapasitesi artırılmaktadır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunduğumuz günden itibaren, gerek komisyon çalışmaları süresi içerisinde ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partisinden üye olan arkadaşların çok önemli katkıları ve tavsiyeleri olduğunu özellikle burada belirtmem gerekiyor ve bu hususta gerek iktidar partisi milletvekillerinin gerekse muhalefet partisinden arkadaşlarımızın komisyon çalışmaları esnasında daha iyi nasıl bir Milli İstihbarat Teşkilatına zemin hazırlayabiliriz noktasındaki telkinlerine her şekliyle kulak verdiğimizin özellikle bilinmesinde fayda olduğunu ifade etmek istiyorum. Ancak, burada, özellikle dün dinlediğim konuşmalarda bir hususun altını özellikle çizmemizde fayda var. Teklif sahipleri olarak daha önce de komisyon üyesi arkadaşlarımıza ifade ettiğimiz şekliyle, MİT mensuplarıyla görüşme yapma talebinin bizden geldiğini ve onlardan teknik bir kısım hususlarda bilgi almamız gerektiğini ve bu görüşmenin gerçekleştiğini ifade etmemize rağmen ana muhalefet partisinin grup başkanının sürekli olarak burada sanki sadece komisyonun AK PARTİ’li üyelerine yani İçişleri Komisyonunun AK PARTİ’li üyelerine MİT mensuplarınca brifing verilmiş gibi burada lanse etmiş olmasını doğru bulmadığımızı, kendisine, özellikle seçimlerden önce Cumhuriyet Halk Partisinin çok değerli komisyon üyelerine muhalefet şerhlerinde beyan ettikleri hususları değerlendirmek ve birlikte çalışmak suretiyle önergelerle Genel Kurulda MİT Kanunu’nu şekillendirmeyi teklif etmemize rağmen grup başkan vekillerinin illaki MİT Kanunu’nu seçimlerin arkasındaki bir tarihte yapalım söylemi nedeniyle bu çalışmaya da kendisinin fırsat vermemesine rağmen sanki burada farklı bir iş yapılmışçasına kamuoyunu yanlış yönlendirmiş olmasını da açıkçası doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
Ve yine, grup başkan vekilinin burada söylemiş olduğu bir husus: 2937 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin f) bendinde “Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak.” diye bir tabir var. Yani, Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarının Milli Güvenlik Kurulunun belirlediği görevleri yapabilmesini, kendileri burada ifade ettikleri şekliyle, 1 Kasım 1983 tarihinde kabul edilen bir yasayla yani darbecilerin yapmış olduğu bir yasayla Milli Güvenlik Kurulunun emir ve talimatlarını Milli İstihbarat Teşkilatının yerine getirebileceğini hazmedebiliyorlar ama milletin temsilcisi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, aynı vazifeyi, meşru Hükûmet tarafından Millî İstihbarat Teşkilatına verilecek bu görevi yapmasını kabul edemediklerini ifadeyle, nasıl bir tenakuza düştüklerini de net bir şekilde göstermekteler.
Dün özellikle… Yine ifade edeyim ki burada, Genel Kurulda, ben inanıyorum ki önergelerle birlikte komisyondaki arkadaşlarımızın katkısıyla çok daha farklı ve Millî İstihbarat Teşkilatımızın ihtiyaçlarına tam olarak cevap verebilecek bir kanun teklifini inşallah yasalaştıracağız. Ancak, bu yasa teklifi hakkında, dünden bu yana devam eden görüşmeler esnasında en ufak bir şekilde fikir beyan etmeyenlerin hâlâ 17 Aralık ve 25 Aralığa giderek kendilerine referans olarak orayı göstermiş olmalarını da anlamıyorum. Çünkü, milletin meşru temsilcilerine referans kaynağını sandık olarak her zaman biz gösteriyoruz ve 30 Martta da bu millet sandıkta gereken cevabı fazlasıyla vermiştir. Dolayısıyla, hepimizin ihtiyacı olan millî güvenlik ve dış politikayı özellikle Türkiye’nin geldiği nokta itibarıyla değerlendirdiğimiz zaman, Millî İstihbarat Teşkilatımızın çok farklı ihtiyaçlara, çok farklı deneyimlere ve fırsatlara imkân tanınacak bu teklifini irdelemek, buna katkıda bulunmak gerekir.
Bizim tavsiyemiz: Sonuç ne olursa olsun, Millî İstihbarat Teşkilatı bu ülkenin bir ortak değeridir ve gözbebeğimizdir; dolayısıyla, bunu günlük siyasi çekişmelerin odağında tartışıp ihtiyaç olan bir kısım düzenlemeleri zamana bıraktığımız zaman çok büyük hatalarla karşı karşıya geldiğimizi göreceksiniz. İşte bu kanun teklifinin içerisinde olan bir maddede -özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum- yabancı istihbarat örgütlerinin, yabancıların telekomünikasyon iletişim vasıtalarıyla yapmış olduğu konuşmaların dinlenmesine, ankesörlü telefonlarla yapmış oldukları konuşmaların dinlenmesine ilişkin bir düzenleme vardır. Eğer bu kanun seçimlerden önce çıkmış olsa idi, elini kolunu sallayarak Suriye’den gelen bu yabancı ajanların Niğde’deki operasyonu gerçekleştirmeleri asla ve asla mümkün olmayacaktı. İşte bunları lütfen iyi değerlendirmemiz lazım. Yine, Reyhanlı’daki hadisede de bu kanunun ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkacaktır.
Yine bir sözüm de değerli muhalefet partilerinin temsilcilerinden birinin sözüne, yani “Bu kanun teklifi görüşülürken devlet aklı kullanılmamıştır.” gibi bir söz. Bu tamamen teklif sahibi olan arkadaşlarımızın backgroundunu bilmesine rağmen buradaki hatibin kullanmış olduğu sözü talihsiz bir söz olarak değerlendiriyorum. Sayın Alpaslan Kavaklıoğlu Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü yapmış, devletin en önemli konumlarında görev yapmış bir insan. Bürokrasideyken devlet aklı sizin için geçerli oluyor da millet iradesinin temsilcisi olarak Parlamentoya geldiği zaman bu akıl farklılaşıyor mu değerli milletvekili arkadaşlarım? Önce bir kendimize güvenelim ve diyelim ki: Biz millet iradesinin temsilcileri olarak bu Parlamentoda çıkarmış olduğumuz tekliflerle ülkemizin ihtiyacı olan pek çok konuda kanun yapma yeteneğine sahibiz. Bürokrasiden gelen her şeyi burada olumlu karşılayıp bir şekliyle kabul, amenna. Ancak, milletin güvendiği oylarıyla seçilmiş olan milletvekillerinin yapmış olduğu bu düzenlemeleri küçümsemenin de sizlerce doğru olmadığını özellikle buradan ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla, devlet aklının da burada ihtiyaç varsa bunu kullanma hakkı elbette ki Parlamentodaki milletvekillerinindir.
Ve yasama faaliyetini yapan milletvekilleri olarak bizler her zaman devletin her türlü kurumundan bilgi alabilecek… güce de sahibiz, Allah’a şükürler olsun, kendimiz yasa teklifi hazırlayabilecek imkâna da sahibiz diyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ekleme Tarihi : 17.04.2014